Her şeyden önce, ne zaman ne de mekan varken, sadece Purium vardı.
O, evrenin ilk ve en saf haliydi; her şeyin ve hiçbir şeyin aynı anda var olduğu, sınırsız bir kozmik okyanus. Ne statik ne de boştu; aksine, var olmuş ve var olacak her şeyin potansiyelini içinde barındıran, yaşayan, nefes alan bir özdü. Büyünün kaynağı, tanrıların kanı, yaratılışın hamuru olan Purium, evrenin ta kendisiydi.
Bu sonsuz ve dingin okyanusun derinliklerinde, ilk "sabırsızlık" filizlendi. Anlam kazanmayı, bir iz bırakmayı bekleyen, taşkın bir yaratılış isteği. Ve sonra, zamansız bir bekleyişin ardından, o mutlak sessizlik içinde bir kırılma meydana geldi.
Purium, muazzam bir enerjiyle taştı; fakat bu, kaotik bir patlama değildi. Enerji, kendi özünden ayrılmayan bir çekimle yeniden kendini içine çekti.
Bu ilahi gelgitin tam ortasında, Purium'un en saf ve en temel tezahürleri olarak iki muazzam varlık belirdi:
Xairo, Evrenin Annesi
Purium'un taşan, coşkun ve yaratıcı potansiyelinin vücut bulmuş haliydi. O, içgüdüsel olarak şekil verme, anlam katma ve varlığa dönüştürme arzusuyla doluydu. Zihninde beliren her düşünce, evrene saçılmaya hazır saf bir güçtü. O, "var ol" diyen sesti.
Hexairo, Dengeleyici Baba
Purium'un dingin, durgun ve düzenleyici özünden doğmuştu. Onun varlığı, yaratımın aşırılığa kaçmasını engelleyen, saf enerjiyi bir akışa dönüştüren dengeleyici bir güçtü. Hexairo, yaratımın kaosa dönüşmemesi, her varlığın kendi sınırlarında şekillenmesi için var olmuştu. O, yaratılışın sonsuz çığlığına düzen getiren sessizlikti.
Onlar, iyi ve kötü değildi. Onlar, varoluşun ilk ve en temel kanunuydu: Biri olmadan diğerinin bir anlamı olamazdı.
Xairo yarattı, Hexairo ise bu yaratımlara bir ahenk ve sınır getirdi. Biri evrene sonsuz potansiyel saçarken, diğeri bu potansiyelin kendi kendini yok etmesini engelledi. Yaratım ve denge arasındaki bu sözsüz anlaşma üzerine, Solriax evreninin temelleri atıldı.
Yorumlar